OKUDUKLARIM -140- KARA KEFEN.

05 Mayıs 2016


Gülçiçek Günel Tekin, Müslümanlaştırılan Ermeni kadınlarının dramını ele alırken, Türkiye’nin en tabu konularından birini daha deşiyor, otopsi masasına yatırıyor. 1915 travması yalnız Ermeniler açısından değil, Türkler ve Kürtler başta olmak üzere onlarla birlikte yaşamış olan tüm halk grupları açısından da geçerli ve etkileri hala devam etmekte.

Bu travmanın ele alınmayan grubu ise, karma köklere sahip ailelerin çocukları. Bu gerçeklik, bir aile sırrı olarak, bilinçlerinin en ücra köşelerinde bulunuyor.
(Tanıtım Bülteninden)

(*) Varter Tumacanyan, Elazığ?ın Kulveng köyünden, Zarure, Adana Hacun köyünden, Xezal Van?lı, Zero Kozluk?lu? Bu kadınların ortak yanı Ermeni olmaları, 1915 yılında yaşanan Ermeni tehcirinden kurtulmaları ve kendilerini kaçıran ya da kurtaran Kürt aşiret beyleri ile evlenmeleri?

Gülçiçek Günel Tekin?in ?Kara Kefen? adlı kitabı, bu olayları ?Müslümanlaştırılan Ermeni kadınların? hikâyelerini anlatarak açıklıyor. Topladığı gerçek öykülerdeki kadınların, genelde Kürt beyleri tarafından kaçırılan kadınlar olduğunu, aşiret beyleri ile İttihatçıların anlaştıklarını söyleyen Tekin, bizleri tarihin unutturulan gerçekleri ile yüzleştiriyor. Kaçırılan Ermeni kadınlar isteseler de istemeseler de bu kişilerle evlenmek zorunda bırakılmışlardı. Hayatta kalmak için başka şansları yoktu.

Yaşanılan büyük bir acı? İlk gençlik dönemlerinde köylerinden, ailelerinden koparılan, ailelerinin neredeyse tamamını yitiren bu kadınlar, hayatlarının geri kalan kısmını isimlerini, dillerini ve dinlerini değiştirerek yaşamak zorunda kalmışlar.

Acıları yüz çizgilerine yerleşmiş, gerçek kimliklerini gizleyerek yaşamışlar, kendileri gibi olan kadınları kardeş bellemişler, başka ülkelere kaçan akrabaları ile görüşemeden, kavuşamadan bu dünyadan göçmüşler.

Bütün yaşamları boyunca biriktirdikleri, kimseyle paylaşmadıkları acıları ölürken gün yüzüne çıkmış. Kimisi kara kefenle gömülmek istemiş, kimisi de hiç yıkanmadan gömülmek?

Dil ve asimilasyon politikaları üzerine çalışmaları bulunan Eğitimci-Yazar Gülçiçek Günel Tekin?in son kitabı Kara Kefen Belge Yayınlarından çıktı. ?Müslümanlaştırılan Ermeni Kadınların Dramı?nı anlatan Tekin, komşusu Şirin Tan?ın, annesine ilişkin anlattıklarından yola çıkarak, topladığı benzer hikayelerle oluşturmuş kitabını. İzmir, İstanbul, Mardin, Batman, Mersin illerini dolaşarak, çocuklarından, torunlarından bu kadınların hikayelerini dinlemiş.

Tekin?in en büyük üzüntüsü kadınların öykülerini kendilerinden dinleyememek olmuş. ?Ancak sorsaydım da anlatırlar mıydı bilemiyorum. Çünkü kendi çocuklarına bile ancak ölümlerine yakın anlatmaya başlamışlar ve şimdi hiçbirisi hayatta değil? diyor.

Tekin?in ebe annesi Zero da tehcirden kurtulan Ermeni bir kadın. Köyde neredeyse hemen herkesin doğumunda bulunan Zero, ?değer verilen kişi, nine? anlamında Sitto Zero diye çağrılırmış. Tekin çocukluk anılarında kalan günleri anlatıyor. ?O zaman için birilerine ?o Ermeni? diyorlardı ama Ermenilik nedir? O bilinçte değildik. Annem, Ermenilere sakın kötü laf etmeyin diye bizi sürekli uyarırdı. Halk, ebe olduğu, çok emek verdiği için Zero?ya saygı duyardı ama toplumda kendi kimliği sürekli aşağılanıyordu. Kadınlar buna şahit oluyor, kimliklerini gizlemek zorunda kalıyor. Kadınlar olarak kendi kültürümüzden dinimizden insanlarla evlendiğimizde bile bir sürü problemler yaşıyoruz. Evliliğin kendisi zor bir olay, bir de bu Ermeni kadınları düşünün.?

Acılar paylaşılmalı

Tekin?i en çok etkileyen ve kitabı yazmaya iten Şirin Tan?ın annesinin öyküsü olmuş. ?Bir kadın öylesine acı çekiyor ki ölmeden önce, ?bütün yaşamım acı dolu oldu, beni beyaz kefenle değil, kara kefenle gömün? diyor. Kadın ölümünden üç gün önce çocuğuna kefenini aldırtıyor. Ölüm döşeğinde yatağının tam karşısına astırı-yor. Ve üç gün boyunca ona bakıyor. Onunla gömülüyor?.

Kitabın yayınlanmasından sonra sık sık benzer hikaye-lerle karşılaşmış Gülçiçek Günel Tekin. ?İstanbul Kitap Fuarında yanıma gelen biri bana, ?kara kefenle gömülmekten daha acı olaylar olduğunu söyledi. Beni yıkamadan gömün diye vasiyet edenler var? dedi. Sonra kiminle karşılaşsam, ?Aaa benim de anneannem, benim yeğenimin de kayınvalidesi Ermeni idi? diyenler oldu. Bunlar gizleni-yor. Çocukları tarafından da gizleniyor haklı olarak.?

Bunların bilince çıkarılıp, tartışılmasının ve konuşulmasının bu kadınlardan özür dilemekten daha olumlu etkisinin olacağını düşündüğünü ifade eden Tekin, ?Kendileriyle olamasa bile çocukları ve torunlarıyla paylaşmak gerekiyor. Acı içinde ölen bu kadınların öykülerini bilmek ve tartışmak gerek. Bu kadınlar Rusya?ya Amerika?ya kaçıp kurtulan akrabaları ile de birlikte olamadı, göremedi. Bunlar arasında da bir köprü işlevi olu-nabilir? diyor.
(*) Kaynak: http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=45205

Kitabın Künyesi
Kara Kefen (Müslümanlaştırılan Ermeni Kadınların Dramı)
Gülçiçek Günel Tekin
Belge Yayınları / Yaşam ve Anılar Dizisi
Yayına Hazırlayan : Attila Tuygan
Kapak Tasarımı : Alparslan Tuygan
İstanbul, 2008, 1. Basım

174 sayfa

TANITIM İNTERNETTEN ALINTIDIR.

5 yorum:

  1. konusu çok ilgimi çekti.. maalesef coğrafyamız kanla göz yaşıyla yoğrulmuş bir coğrafya.. kim bilir ne hikayeler var bilmediğimiz... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki de severek okuyacağınız bir kitap olur bu kitap.

      Sil
    2. güzel gercek hayatta yaşanmış gercek hayat hikayesi

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Sevgiciğim buradayım ama pek giremiyorum. Babamın ölümünden sonra hicbir şeyden zevk alamıyorum onun için az uğruyorum buralara..

      Sil